Aile hukuku, medeni hukukun kapsamında yer almakla beraber aileye ilişkin durumlar ve konuları ilgilendiren bir hukuk dalıdır. Medeni hukukun kapsamı içinde aile içerisinde oluşan sorunlar aile hukuku tarafından çözüme ulaştırılır.
Av. Büşra Mizen, aile hukuku alanında uzman bir avukattır. Bursa’da bulunan avukatımız sizlere aile hukuku konusunda anlaşmazlıklar konusunda hukuksal alanda içinde bulunduğunuz durumda yanınızda yer almaya hazırdır.
Bursa’da ikamet eden kişiler için aile hukuku konusunda desteklerimiz ile yanınızdayız. Sizlere yardımda olabileceğimiz aile hukuku içinde bulunan konulardan sırayla bahsetmek gerekirse;
Bireyler evlilik birliğini kurduktan önce veya sonra mal varlığı rejimlerini seçebilirler. Bu işlem noter onaylı şekilde yapılır. Yalnız evlilik birliği kurulduğu andan sonrası için mal ortaklığı rejimi yapılıyorsa bu durum mutlaka evlenme işleminin gerçekleşeceği evlendirme dairesindeki sorumlu evlendirme memuruna yazılı olarak bildirilmelidir.
Çiftler arasındaki evlilik devam ettiği sürece yaşamış oldukları alana aile konutu adı verilmektedir. Aile konutuna şerh koymak eşlerden birinin, diğerinin rızası olmadan herhangi bir şekilde satma ve kiralama gibi girişimlerde bulunmasını kanun yoluyla engellemeyi amaçlamaktadır. Bu düzenleme ile ev tapusuna şerh konulur. Bu şerh durumu eşlerin bireysel olarak alabilecekleri kararları sınırlayıp kişi haklarını korumayı amaçlayan bir uygulamadır.
Soybağı genel olarak babanın kan bağı olarak bilinmektedir. Kadının doğum yapabilmesi neticesinde soybağı reddi kadın için geçerli değildir. Soybağı reddine evlilikten olan çocuk veya soybağına bağlı baba tarafından red ve ispat davası açılabilir. Bu davanın açılabilmesi için kanunen bir bağın tespit edilmesi gerekmekle birlikte babalık davası açılmaktadır. Soybağının reddi davasında en doğru tespit ve yapılacak ispat kesinlikle DNA testidir. Mahkeme bu test sonucuna göre çocuğun babadan olup olmadığını tespit ederek aslında soybağının bulunup bulunmadığı yönünde karar kılabilmektedir.
Eskiden evlat edinme için bir izin kararı ve evlat edinme sözleşmesi bulunurdu. Şimdilerde ise medeni kanunda yer alan evlatlık alma işlemleri mahkeme kararıyla sağlamaktadır. (TMK 315/1) Evlat edinme; genellikle çocuğu olmayan, çocuğu olmamış, çocuk özlemini gidermek isteyen ve onlara gerçek bir aile olabilecek şartları sağlayabilecek kişiler için mahkeme yoluyla alınabilecek kararlardandır.
Velayet, aile birliğindeki çocukların haklarının korunmasını amaçlayan hukuksal bir maddedir. Çocuğun gelişinimini beklenti ve istekleri de dahil olmak üzere sıcak bir aile yuvasında karşılanması gerekmektedir. Çocukların haklarını koruyan bu sistemde yetişkin olmayan çocukların velayeti anne ve babaya aittir. Bireyler evli olduğu sürece çocuğun velayeti anne ve babadan alınmaz.
Nafaka ödemesi müşterek çocuğun oluşabilecek ihtiyaçları için mahkeme tarafından belirlenen tutarn velayetin sahibi olan eşe ödeme yapılmasıdır. Nafaka tutarı için temel kriter babanın gücünün yettiği kadar nafaka ödemesi yapmasıdır.
Buradaki kriter tarafların sosyal ve ekonomik durum tespiti yapılarak mahkeme tarafından karara bağlanmaktadır.
Vesayet; erginliğe ulaşmış kişilerin veya velayet altında bulunmayan yaşça küçük bireylerin menfaatlerini kişisel ve maddi amaçla korumak için 4721 sayılı medeni kanun ile düzenlenmiş bir hukuk kurumudur.
Vesayet altına alınan herkes için bir vasi tayin edilmektedir. Vasi, vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlanan kişiliği ve mal varlığı gibi konularda menfaatlerini korumak için hukuki çerçevede işlemlerini temsil edip yürütmekle yükümlüdür.
Kayyım veya kayyum olarak kanununca belirlenmiş durumlar dahilinde başka bir kişiye ait olan görev ve idarenin bu kişiye devredilmesidir. Kayyumlar atandıkları görevleri kamu görevlisi nezdinde yürütmektedir.
Yasal danışman, ayırt ve muhakeme etme gücüne sahip olan ergin yaştaki kişilere, davranışının bir bölümünün sınırlandırılması gerekenlere kişilere veya onların çıkarlarını korumak adına mahkeme tarafından atanmaktadır.
Yasal danışmanlık altındaki kişi hür iradesi ve davranışları bakımından kural olarak yetkilidir.
Yardım nafakası, belirli bir kan bağı bulunan kişilerden talep edileceği gibi mahkeme tarafından belirlenecek miktar ve koşullar neticesinde de yoksulluğa düşecek kişiye bağlanmış bir nafaka türüdür.
Kendisine yardım edilmediği zaman yoksulluğa düşebilecek kişiler altsoy (torun veya çocukları) veya üstsoylarından (anne, baba, büyük babalar veya büyükanneler) mali yönden yardım talebinde bulunma hakkı mevcuttur.
Kadın hakları kavramı tüm dünya kadınları açısından kabul görmüş ve bu konuda aydınlanma sağlayan kavramlardır. Kadınların insan haklarından bahsetmek gerekirse bunları aşağıdaki maddeler altında toplayabiliriz.
Bu başlıklar evlilik ile ilgili hakları, boşanma ile ilgili hakları, bedensel hakları ve kamu yaşamındaki hakları 4 bölüme ayırabiliriz.
Çocuk haklarını en basit şekilde ifade etmek gerekirse onların da bir insan olduğunu ve bunun bir insan hakları ilkesi olduğunu unutmamak gerekir. Herhangi bir ayrım yapmaksızın yaşı, dini, ırkı, maddi durumu, cinsiyeti veya doğum yeri herhangi bir sebeple herhangi bir çocuk herhangi bir çocuktan üstün değildir.
Her birinin çocuk olarak hakları vardır. Bu haklar çocuk hakları sözleşmesi uluslararası kanunlar aracılığıyla korunmaktadır.